Şekillenen Azerbaycan ve Artsakh`a Yönelttiği Talepler

Şekillenen Azerbaycan ve Artsakh`a Yönelttiği Talepler

Dağlık Karabağ Ermenilerinin kendi kaderini tayin hakkı yolundaki mücadelesinde yeni gelişmeler Sovyet rejiminin Kafkaslara (Güney Kafkasya) yerleşmesi sırasında vuku buldu. Sovyet yönetimi burada yeni siyasi düzenin yerleşmesini sağladı. 1920 yılında Sovyet Azerbaycanı ilan edilir edilmez, onun dış ilişkiler komiseri “Azerbaycan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti emekçileri ve işçileri” adına Ermenistan Cumhuriyetine bir yazı gönderip, Ermeni güçlerinin Karabağ ve Zangezur topraklarından çekilmesini talep eder. Reddetmesi durumunda Ermenistan ile Karabağ sadece Azerbaycan silahlı güçleriyle değil, aynı zamanda “ihtilal ihraç etmekte olan” Kızıl orduyla da karşı karşıya kalacaktı.

Bu durumda Karabağ Ermenilerinin 10. Kurultayı 26 Mayıs, 1920`de Karabağ`da Sovyet düzenine geçildiğini açıkladı, Karabağ-Zangezur`daki Ermeni birliklerinin komutanı Drastamat Kanayan, askerleriyle birlikte Karabağ`dan  ayrıldı. 

Bu durumda dahi Sovyet Rusya Dağlık Karabağı Sovyet Azerbaycanı sınırlarına katmadı, zira 1918-20 yıllarında uluslararası toplum Dağlık Karabağ`da Azerbaycan`ın egemenliğini tanımaktan kaçınmıştı. 10 Ağustos 1920`de Sovyet Rusya ve o zaman henüz bağımsız olan Ermenistan anlaşma imzaladılar, buna göre Karabağ, Zangezur ve Nakhicevan`da Sovyet birlikleri konuşlandırılacak, ancak konuşlandırma bu toprakların nihayi olarak kime ait olduğunu belirlemeyecekti. Böylece Dağlık Karabağ Sovyet Rusya için de tartışmalı arazi kabul edilmekte, dolayısıyla Azerbaycan toprağı sayılmamaktaydı.

Karabağda Sovyet düzeninin kurulması üzerine Azerbaycan yönetimi bölgeye yönelik olarak “barışçıl işgal” politikasını devreye soktu. Buna istinaden Bakü`de devlet kurumları ile parti teşkilatlarının başına kademe kademe Tatarlar (bunlar ileride Azerbacanlı adını alacaklardı) getirilmeye başlandı. Ancak bu “barışçıl işgal” politikasına Karabağ Ermenileri şiddetle karşı çıktılar. Haziran 1920`de Ermeniler bağımsızlık mücadelesine başladılar, bu mücadele aynı yıl güçlü bir ulusal başkaldırıya dönüştü. Ocak 1920`den itibaren Artsakh yine hür ve bağımsızdı. Ancak Karabağın kurtuluş mücadelesine Sovyet karşıtı süsü veren Azerbaycan yönetimi, Nisan ayında Kızıl ordunun desteğiyle isyanı bastırmayı başardı.

Ermenistan`da Sovyet rejimine geçilmesinden hemen sonra (29 Kasım 1920) Azerbaycan Devrim Komitesi ( Bolşevik iktidarının başlıca yönetim organıydı), bir açıklama (30 Kasım 1920) yayınlamak suretiyle “tartışmalı arazilerden” vaz geçtiğini, Karabağ, Zangezur ve Nakhicevan`ı Ermenistan`ın ayrılmaz parçası ilan ederek, buralara ilişkin taleplerinden feragat ettiğini açıkladı.  

30 Kasım 1922 

Duyuru, duyuru, duyuru:

Azerbaycan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti adına Ermeni halkına Azerbaycan Devrim Komitesinin 30 Kasımdaki şu kararını bildirmekteyiz:

“Azerbaycan işçi ve köylü hükümeti, köylülerin Ermenistan`da Sovyet Sosyalist Cumhuriyetinin ilanı talebiyle ayaklanması haberi üzerine, kardeş halkın zaferini kutlama gereği duymuştur. Bu günden itibaren Ermenistan ile Azerbaycan arasındaki sınırlar kaldırılmaktadır. Dağlık Karabağ, Zangezur ve Nakhicevan Ermenistan Sosyalist Cumhuriyeti`nin ayrılmaz parçalarıdır. Yaşasın Sovyet Ermenistanı ile  Azerbaycan işçi ve köylülerinin kardeşliği ve birlikteliği”.

Nerimanov: Azerbaycan Devrim Komitesi başkanı

Hüseynov: Dışişleri Halk Komiseri 

Bu telgraf 1 Aralıkta beyanname olarak, Bakü Sovyetinin özel oturumunda okunmuştur. Ancak aynı yılın 2 Aralığında Azerbaycan Devrim Komitesi başkanı N. Nerimanov bu belgede değişikliğe gider ve şu şekilde yayınlar: “Nakhicevan ve Zangezur Sovyet Ermenistanı`nın ayrılmaz parçasıdır, ancak Dağlık Karabağ emekçilerine kendi kaderini tayin etme hakkı da tanınmaktadır”. Bu tür düzenlemeler suretiyle Nerimanov 30 Kasım tarihli açıklamasından kendine geri adım atabilme imkanı hazırlamaktaydı, her ne kadar iş seçime kadar varacak olursa Dağlık Karabağ`ın alacağı karar belli olmasa da.

3 Haziran 1921`de Rusya Komünist Bolşevik Partisinin Kafkas Bürosu (Kavbüro) Nerimanov`un da katıldığı oturumda oy birliğiyle Azerbaycan hükümet Beyannamesine Dağlık Karabağ`ın Ermenistan`a ait olduğunun eklenmesini kararlaştırdı.

Sovyet Ermenistanı hükümeti Kafkas Bürosunun 30 Kasım tarihli beyannamesini, Kafkas Bürosunun 3 Haziran 1921`de almış olduğu kararı ve Ermenistan ile Azerbaycan hükümetleri arasında varılan Azerbaycan`ın “tartışmalı arazilere” olan taleplerinden vaz geçmesine dair mutabakatı esas alarak, 19 Haziranda şu bildiriyi yayınladı: “ Azerbaycan Sosyalist Cumhuriyeti Devrim Komitesinin beyannamesi, Ermenistan ve Azerbaycan sosyalist cumhuriyetleri arasında varılan mutavakat temelinde Dağlık Karabağ bundan böyle Ermenistan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti toprağı ilan edilmektedir”.

Ermenistan hükümetinin bu kararnamesi Ermeni ve Azeri basınında (Azerbaycan Komünist Partisi Merkezi Komitesinin yayın organı “Bakinski Raboçi” gazetesinin 22 Haziran 1921 tarihli sayısında) yayınlanır.  

1918-1921 yıllarında Dağlık Karabağ ve çevre araziler  Kaynak:Haritacılık ve yüzölçüm merkezi

Uluslarası toplum ve Rusya bu gelişmeyi memnuniyetle karşıladılar, Milletler Cemiyeti Konseyi ise bunu kabul etmiş olduğu karar tasarısına aldı, Milletler Cemiyeti`nin Sekreterliği ise 4 Mart 1921 tarihli duyurusuyla cemiyet üyelerini bu konuda bilgilendirdi. Konuya Sovyet Rusya Dış İlişkiler Halk Komiserliğinin Sovyetlerin 19. Kurultayına sunmuş olduğu 1920-21 tarihli raporunda da değinilmiştir. 

4 Temmuz 1921`de Gürcistan`ın başkenti Tiflis`te toplanan Rusya Bolşevik (Komünist) Partisinin Kafkas Bürosu (Kovbüro) Genel Kurulda Dağlık Karabağ`ın Ermenistan Sovyet Sosyalist Cumhuriyetinin ayrılmaz parçası olduğuna dair almış olduğu kararı teyit ederek, “Dağlık Karabağı SSCB`ye katmayı kararlaştırdı, bununla beraber halkların kendi kaderlerini belirleme hakkının de jure güvence altına alınmasını sağlamak amacıyla Dağlık Karabağ`da halk oylamasına gidilmesini de zorunlu kıldı. Azerbavcan Devrim Komitesi başkanı Nerimanov Dağlık Karabağ`ın Ermenistan`a bağlanmasına ve halk oylaması yapılmasına karşı olduğu için “Dağlık karabağın nihayi statüsünün belirlenmesini, Karabağ sorununun Azerbaycan açısından önemini de göz önünde bulundurularak,  Rusya Bolşevik Komünist Partisinin Merkezi Bürosunun (RBKPMB) alacağı karara bırakmayı” önerdi. Onun bu açıklaması üzerine Kafkas Bürosu sorunun RBKPMB`de tartışılmasını kararlaştırdı.

Ancak böyle olmakla beraber, Rusya Bolşevik yönetimi “tartışmalı arazilere”, bu arada Dağlık Karabağ`a ilişkin yaklaşımını gözden geçirmişti. Siyasi yaklaşımdaki bu değişiklik “dünyada Komünist devrimine ivme kazandırmak” hedefiyle gerekçelendirilse de, asıl neden “devrimin Doğuya doğru yayılmasında” Azerbaycan ile etnik bağları olan Türkiye`ye duyulan güvendi ve biçilen rol. 

Sorunun Moskova`da tartışılması beklenirken, 5 Temmuzda Kafkas Bürosu tarafından tertiplenen özel oturum, Stalin`in baskısıyla Milletler Cemiyetinin kararını gözardı etti, bununla kalmayıp Ermenistan ve Azerbaycan arasında sınırların halk oylamasıyla belirlenmesi (oylamamın sonuçlarının öngörülür olması dolayısıyla)  uygulamasından da vazgeçti. Bütün kuralları çiğnemek pahasına “Ermenilerle Müslümanlar arasında barışın tesis edilmesi” gerekçe gösterilerek, Dağlık Karabağı, Ermenilerle meskun yerlere ulusal özerklik verme vaatleriyle Ermenistan`dan koparıp, Sovyet Azerbaycanına bağlama kararı alındı.

Ermenistan Komünist Partisi Merkezi Komitesi 16 Temmuz 1921`de Kafkas Bürosunun kararını benimsemediği açıklamasında bulundu.

Bu arada Azerbaycan Karabağ`a özerklik verilmesi sorununu sürekli ertelemekteydi. 1923`te iki yıllık mücadele ve Rus Komünist Partisinin girişimleri sonucunda Azerbaycan Komünist Partisi Merkezi Komitesi Karabağ`ın sadece bir kısmına özerk bölge statüsü verdi (SSCB Anayasasında özerk bölgeler devlet yetkisi olmayan birimler olarak nitelendirilmekteydi). Böylece Karabağ bölündü ve topraklarının sırf 4400 km karelik kısmı özerklik kazanmış oldu. Bölge dışında bırakılan topraklar Sovyet Azerbaycanına bağlandı, böylece Ermenistan ile Ermeni bölgeleri arasında yapay fiziki-coğrafi engel oluşturuldu. Sonuç itibarı ile Milletler Cemiyeti`nin “tartışmalı araziler” olarak tanımladığı toprakların büyük bir kısmı doğrudan Azerbaycan hakimiyetine geçti, diğer kısmı ise (Gülistan, Kelbacar, Karakhat veya Daşkesen, Laçin, Şamkhor gibi) Karabağ Özerk Bölge sınırları dışında bırakıldı. Sadece Şahumyan bölgesi, ayrı idari birim olarak, herhangi bir özerklik statüsü almadan Azerbaycan sınırları içinde kaldı. Diğer Ermeni bölgelerinin idari sınırları sürekli değişikliklere uğradı ve buna istinaden 1988`de bu bölgeler Hanlar, Kedebek ve Şamkhor ilçelerine bağlandı. Bunun yanısıra Ermenistan, yeni oluşturulan Kızıl Kürdistan ile de Karabağ`dan ayrılmış oldu, her ne kadar kısa bir süre sonra, 1929`da bu birimin varlığına son verilip, topraklarının tamamı Azerbaycan`a bağlanmış olsa da.

Sekiz kişiden oluşan parti teşkilat kurumu olan Kafbüronun 5 Temmuz 1921 tarihli kararı, uluslararası hukuk tarihinde daha önce benzeri görülmemiş hukuki bir belgeydi, çünki üçüncü bir ülkenin parti kurumu, herhangi bir hukuki yetkisi olmadan, başka bir toprak biriminin statüsüne dair karar verip, bunu sakinlerinin görüşünü dahi almadan bir ülkeden koparıp, diğerine bağlamıştı.

Mart 1921`de Ermeni toprağı Nakhicevan, Türkiye`nin baskısıyla “Türk unsurun” varlığı gerekçe göterilerek Azerbaycan`a bağlandığında hukuki temel yine aranmamıştı (hem de Azerbaycan`ın Nakhicevan`la ortak sınırı olmamasına rağmen).

1930`lu yıllarda Ermenistan toprağı Syunik (Zangezur) bölgesinden bazı arazi parçaları da Azerbaycana verilmiştir. Eğer Dağlık Karabağ ve Nakhicevan`a belirli bir özerklik, hem de göstermelik olarak, verilmişse, söz konusu bölgeler doğrudan Azerbaycan`a bağlanmış demektir, kaldı ki, sınırlar resmen haritada da değiştirilmişti. Bütün bu olanlar “parçala ve hükmet” siyasetinin pervasızca uygulamasından başka bir şey değildir.