Yıl 1993
Ocak ayının başında Azerbaycan-Karabağ cephe hattında çatışmalar yeniden başladı. Azerbaycan çatışmalarda tüm askeri gücünü ortaya koydu, hava kuvvetlerini, tankları, çeşitli ağır silah ve piyade birliklerini devreye sokarak. 14 Aralıkta Azerbaycan birlikleri Martakerd bölgesinin Kiçan, Srkhavend ve Martuni bölgesinin Çartar köyleri istikametinde geniş çaplı saldırı başlattılar, ancak ilerleme kaydetmeyi başaramadılar. Şubat`ın ilk günlerinde cephenin kuzeyinde amamsız çatışmalar başladı. Martakert bölgesinden yapılan karşı atak sonucunda, Karabağ güçleri bir iki gün zarfında Azerbaycanlıların direnişini kırarak, stratejik önemi olan Martakert-Kelbacar karayoluna doğru ilerlediler. Şubatın sonuna kadar bu güçler karayolunu ve hayati önem taşıyan elektrik santralinin bulunduğu Sarsang barajını tamamen kontrolleri altına aldılar.
27 Mart ile 5 Nisan arasında Karabağ savunma güçleri yeni operasyonlar düzenlediler, bunun amacı DKC`nin batı sınırları için tehdit oluşturan Kelbacar bölgesinde konuşlandırılmış düşman askeri üslerini imha etmekti. Nisanın 3`ünde Kelbacar`daki atış noktaları tamamen etkisiz hale getirildi. Kelbacar`ı Kirovabad`a bağlayan karayolunu ele geçiren Karabağ birlikleri Omar dağ geçidine doğru ilerlediler. Nisanın ikinci yarısında cephe hattında ortam nispeten sakindi.
Baharın sonlarına doğru bu durum aniden değişti, zira Azeriler tüm güçlerini Martuni bölgesinde yoğunlaştırıp, cephe hattı boyunca saldırıya geçtiler. Buna rağmen onların Karabağ birliklerinin mevzilerini yarma girişimleri sonuçsuz kaldı.
Yaz mevsiminin başlarında, Savunma Ordusu Komutanlığı Martakert bölgesini düşman elinden kurtarma planı hazırladı. Bunun gerçekleştirilmesi için birkaç istikamette eşzamanlı harekatlar düzenlenmek gerekiyordu. 27 Haziranda savunma güçleri kararlı ve koordineli bir harekatla, bir yılı aşkın süre Azerbaycan kontrolünde bulunan Martakerti geri almayı başardılar.
4 Temmuzda Azerbaycan ordusu hava kuvvetleri ve zırhlı birliklerin desteğiyle Askeran, Hadrut ve Martakert bölgelerine geniş çaplı saldırı başlattı. Ancak her istikamette amansız bir direnişle karşılaşınca, mecburen çekilmek zorunda kaldı. Azerbaycanlılar tarafından Askeran ile Stepanakerti havan toplarının hedefi haline getirmiş olan Şeli köyü, Karabağ birliklerinin kontrolüne geçti. Bununla beraber Stepanakert sürekli uzun menzilli silah ve “Grad” roketatarların konuşlandırıldığı Ağdam`dan yapılan roket atışlarının hedefi olmayı sürdürüyordu. Stepanakert`in güvenliğinin sağlanması için Artsakh güçleri, imha amacıyla, tüm dikkatlerini Ağdam askeri üssüne çevirdiler. Bu güçler 23 Temmuzda Ağdama girdiler ve Stenapakertin sürekli bombalanmasına bir son verdiler, ayrıca Askeran ve çevre bölgeler de muhtemel saldırılara karşı koruma altına alındı.
Büyük askeri üslerini kaybeden Azerbaycan yönetimi, ateşkes önermek zorunda kaldı. Temmuzun 25`inde anlaşmazlık süresi boyunca, taraflar ilk kez üç günlük ateşkes konusunda mutabakata vardılar. Ancak Ağustos ayı başlar başlamaz Karabağ mevzileri Cebrail tarafından yine saldırılara maruz kaldı. Öz savunma güçleri oradaki üsleri imha edince, 16 Ağustosta Azeriler bu sefer de Azerbaycan şehri Fizuli`den Martuni bölgesinin güney, Hadrut bölgesinin ise doğu sınırları istikametinde saldırıya geçtiler. DK Savunma ordusu birlikleri, bu saldırılara rağmen mevzilerini korumayı başarmakla kalmayıp, Hadrut bölgesinin güneyinde işgal altındaki birkaç Ermeni köyünü de kurtarabildiler.
Ağustosun ikinci yarısında Fizuli-Cebrail-Kubatlı hattı şiddetli çatışmalara sahne oldu. 22 Ağustosta Azerbaycan güçleri Fizuli şehri ve bölgesini terketmek zorunda kaldı. Karabağ birlikleri iki gün zarfında Cebrail ilçe merkezine girdiler ve bölgenin tamamı onların kontrolüne geçti.
Ağustosun 26`sında Dağlık Karabağ`ın Hadrut bölgesi tamamen kurtarıldı. Azeriler 29 Ağustosta insani Laçin koridorunun güneyinden Karabağ savunma mevzilerini yarmaya teşebbüs etseler de, DKC ordusu derhal karşı atağa geçti ve 31 Ağustos günü Kubatlı ilçe merkezine girdi. Aynı gün Dağlık Karabağ Cumhuriyeti ile Azerbaycan arasında 10 günlük ateşkes imzalandı. Ayrıca taraflar Azerbaycan ve Dağlık Karabağ liderlerinin buluşması konusunda anlaştılar, hatta 10 Eylül ise buluşma tarihi olarak belirlendi. Ancak varılan mutabakatlar, çatışmanın çözümünün askeri alandan siyasi alana çekilmesine herhangi bir katkı yapmadı. Cephe boyunda oluşan nispi sükunet ancak bir buçuk ay sürebildi.
10 Ekim gecesi Azerbaycan Hadrut cephesi istikametinde yeni bir askeri harekat başlattı. 21 Ekimde Azeri ordu birlikleri Hadrut-Cebrail istikametinde saldırıya geçip, stratejik önemi olan bazı tepeleri ele geçirdiler ve Hadrut bölgesi Ermenileri için yine tehdit oluşturmaya başladılar. 24 Ekimde DKC karşı atağa geçerek, bazı atış mevzilerini ve Zangelan`ın tamamını, Kubatlı`nın bazı rayonlarını Azerbaycan`dan tecrit etme imkanı tanıyan Horadiz askeri üssünü etkisiz hale getirdi.
1 Kasım sabahında Savunma Ordusu birlikleri Zangelan ilçe merkezini işgal ettiler. 10 Aralıktan itibaren Azeri ordusu cephe hattının güney-doğusunda saldırı girişiminde bulunduysa da, Karabağ birlikleri mevzilerini korumayı başardılar. 15 Aralıkta Azerbaycanın Agcabedu yöresindeki üslerden, Martuni şehri roket yağmuruna tutuldu. 19 Aralıkta ise hava kuvvetleri ve tankların desteğiyle, Azeri birlikleri Martuni bölgesinin doğusundaki Ermeni mevzilerine saldırı düzenlediler. Dağlık Karabağ silahlı kuvvetleri saldırıyı durdurdu, 20 Aralıkta ise Azeri güçlerini geri, kendi mevzilerine püskürttüldüler. Müteakip günlerde Azeri birlikleri Ermeni mevzilerini ateş altında tutuyor, zaman zaman da başarısız saldırı girişimlerinde bulunuyorlardı. 26 Aralıkta Azeriler Martakert, Martuni ve Hadrut bölgelerinde askeri harekat yapıyorlardı, fakat herhangi bir sonuca ulaşamadılar. 1993`ün sonlarında Horadiz tren istasyonundan Ermenistan devlet sınırlarına kadar olan arazi Karabağ`ın etkisine geçmiş olup, DKC`nin güneyinde artık güvenli bölge oluşmuştu.
Birinci Karabağ Savaşında Paralı Askerler 18-40 yaşlarındaki tüm erkekleri silah altına almanın yanısıra, Heydar Aliyev hükümeti, Aralık 1993`ten 1994 Aralığına kadar olan zaman biriminde, Ermenilerle çarpışmaları için çatışmalarda paralı Afgan, Çeçen ve Türk askerleri kullandı. Azerbaycan hükümetinin bakanları Afganistan başbakanı Gulbeddin Hikmetyar ile görüşüp, onun onayını aldıktan sonra 1 500 Afgan mücahitinin Artsakh`ta sürdürülen savaşa katılımını sağladılar. Bu askerler Hikmetyar`ın kontrolünde bulunan Hizbullah mensuplarıydılar. Bunlar çoğunlukla Fizuli, Cebrail ve Ali Bayramlı bölgelerinde çarpışıyorlardı. Paralı Askerler arasında çok sayıda “Arap Afganlar”, diye tabir edilen kiralık katiller de mevcuttu, sonradan Çeçenistan çatışmalarına katılacak olan terörist Khatab da bunlar arasındaydı. Afganlar haricinde, Türk ordusunun yüksek rütbeli subayları da zaten Azerbaycan`daydılar. 1991-94 yıllarında Türkiye, gizli yollardan Azerbaycana silah, mühimmat ve üniforma gönderiyor, Türk askeri okullarında onlarca Azeri subay ve askere eğitim veriyor ve oraya askeri danışmanlar sevkediyordu. 1993 yılında Türkiye Azerbaycana 250 danışman sevketmiş, bu danışmanlar Ermeni mevzilerine kitlesel malum kış harekatının planlamasını yapmış ve harekatın gerçekleştirilmesine bizzat katılmışlardı. Savaşa paralı askerlerin katılımına gelince, üzerlerindeki kimlik kartları, haritalar, mektuplar, fotograflar ve yabancı döviz bunun kanıtıdır. Bakü`ye gönderilen, üzerlerinde Türk amblemi (bu arada “bozkurt” işaretli tank da) bulunan Türk silahı ve çeşitli ağır silahlar gasp edilmiş, bazı asker cesetlerinin de Türklere ait olduğu belirlenmiştir. Türkiye uluslararası kuruluşlarda Azerbaycanı bütün imkanlarıyla desteklemiş, hatta onun adına faaliyet yürütmüştür. 2020 savaşına Türkiye`nin geniş çaplı, açık katılımına ki, o bu sayede savaşı kazandı, diğer bölümlerde değineceğiz. |