Ortaçağdan 20. yüzyıla: Akınlar, Fetihler, Yabancı İstilacılar

Ortaçağdan 20. yüzyıla: Akınlar, Fetihler, Yabancı İstilacılar

451 yılında İran`ın Zerdüştlüğü kabule zorlama siyasetine tepki olarak, Ermenistan`da Vardanants Savaşı adıyla tarihe geçen (Ermeni birliklerinin komutanı Vardan Mamikonyan`ın adıyla ki, daha sonra Ermeni Apostolik Kilisesi onu Azizler kanonuna dahil etmiştir) güçlü bir isyana kalkıştı. Bu savaşa Artsakh da katılmış, Artsakhlı süvariler sıra dışı yararlılık sergilemişlerdi. Artsakh`ın yabancı istilacılara karşı mücadelesini ileride Artsakh-Utik`te krallık kuran ve İranlılardan kral ünvanı alan yerel melikler, Aranşahikler (veya Aranşahlar, yani Arran şahları ya da yöneticileri) yönetmekteydiler. Kral Vaçakan Barepaşt՝in (dindar) zamanında (487-510`lu yıllar) ülkede kültür ve bilim büyük gelişim gösterdi. Rivayete göre Vaçakan 360 kikise, yani yılın her günü bir kilise inşa etmiştir. Gerçi bu sayıyı teyit etmek zor da olsa, her şeye rağmen o Artsakh`ın tarih ve kültüründe önemli bir yere sahiptir.

Yabancıların art arda gelen saldırılarına, çeşitli imparatorluk, krallık ve göçebe boyların istilalarına rağmen Artsakh melikleri Ermeni devlet yapısını, bağımsız veya yarı bağımsız krallık ya da beylikler konumunda da olsa,19. yüzyıla dek korumayı başardılar. 

6`dan 7. asra geçerken Ağvank (Kafkas Albanyası) Satraplığı birkaç küçük beyliklere  bölündü, bunlar artık birlikte Ağvank olarak anılmıyordu. 7. asırda Ermeni Arşakunilerin yerini İran kökenli Mihranyan Hanedanı aldı, bunlar Arşakunilerle özümlenip, Hristiyanlığı benimsediler ve Ermenileştiler, özellikle de karma evlilikler sayesinde. 

Araplar 7-8. asırda Ermeni yurdu Artsakh, Utik ve Syunik kazalarını büyük ölçüde zapt ettiler, ancak halkı İslamlaştırmayı başaramadılar. 7. asrın ikinci yarısında Arap istilasına maruz kalmasına rağmen, Artsakh`ta siyasi ve kültürel yaşamının gelişimi sürmekteydi. Hatta 7-8. yüzyılda Hristiyan kültürü de oluştu. Amaras, Kataro, Horek,Crvştik veya Aziz Yeğişe gibi diğer manastırlar Ermeni dünyasını tümüyle etkilediler.  

7. asrın başlarında Khaçen (Haçın) ve Dizak hanedanları güçlenmeye başladılar. Araplara karşı direnişi Khaçen meliki Sahl Smbatyan ile Dizak meliki Yesayi Abu Musa yönetmekteydiler. Bunlar ve varisleri kendi sınırlarının güvenliğini korumayı başardılar.    

10. asırdan itibaren Khaçen beyliği Artsakh`ta çok önemli siyasi ve kültürel rol üstlenmeye başladı. Egemen hanedan ülkenin siyasi merkezini Khçenaget havzasına nakletti, hatta bir süre Khaçen adı Artsakh yer isminin yerini dahi aldı. 

11-12. asırlarda Artsakh (Khaçen) göçebe Selçuklu Türk boylarının akınlarına maruz kaldı, ama yine de bağımsızlığını korumayı başarabildi. Göçebe bu boylar Orta Asya`dan gelip, İranı istila ederek, orada Selçuklu Hanedanı`nın kurulmasını sağlamışlardı. Bunlar önce akınlar düzenlediler, sonra Ermenistan`ı istila etmeye başladılar. Bunların saldırıları sonucunda Ermenistan`ın büyük bir kısmı, Artsakh da buna dahil, tahrip edildi, özellikle de ekili alanlar zarar gördü. Gerçi 11. asrın ortalarında Ermeni kralığı yıkılmıştı, fakat Syunik ve Artsakh beylikleri varlıklarını korumuş olup, Ermenistan`ın geri kalan kısımları için aydınlık saçan fener görevi yaptılar. Müteakip yıllarda binlerce Ermeni Artsakh`a sığınmak suretiyle yerel meliklerin koruması altına alındı. 

12. asrın sonlarında ve 13. asrın ilk yarısında Artsakh`ta Vaftizci Yahya Kilisesi, Gandzasar Manastır kompleksinin girişindeki sofa (1216-1260), Dadivank mabeti (1214) ve Gtçavank Manastır kompleksi (1241-1248) gibi mimari değeri son derece yüksek olan muhteşem yapıtlar inşa edildi. Bütün bu yapıtlar hala günümüzde de Ermeni mimarisinin incileri olara görenleri büyülemektedirler.

1230-1240 yıllarında  Tatar-Moğollar Kafkasya`yı istila ederler. Khaçen meliki Calal Hasan sayesinde Artsakh kısmen de olsa yıkıma uğramaktan kurtulur, ancak Hasan Calal`ın ölümünden sonra (1261) Khaçen de Moğol hakimiyetine geçer. Durum 14. asırda Moğolların yerini Karakoyunlu ve Akkoyunlu boylarının almasıyla daha da vahim bir hal alır. Artsakh`ın Karabağ adını alması da işte o döneme raslar. Genelde Karabağ kelimesinin Türkçeden geldiği ve kara ve bağ kelimelerinin bileşiminden oluştuğu görüşü benimsenmiş olsa da, bu kelimenin bir başka tanımı da var, buna göre “Kara” kelimesi Moğolca ulu, büyük anlamına gelmektedir, Kara Çınar, Kara Kilise (Ulu Kilise) kavramlarında olduğu gibi. Söz konusu kavram belirli bir süre Utik, aynı zamanda Albanya için de kullanılmıştır. İleriki yıllarda Karabağ yer ismi çok daha küçük bölge için kullanılmaya başladı. Bugünki Karabağ tarihi Artsakh`ın sadece küçük bir kısmını kapsamaktadır. Dağlık ve Ovalık Karabağ kavramları da kullanılmıştır. Bunlardan ilki genellikle Dağlık Karabağ Cumhuriyeti`ni, ikincisi ise Karabağ`ın ovalarını veya Mugan Stepi`ini ihtiva etmektedir. Artsakh yer adı yürürlüğe yeniden1988 sonrasında konulmuştur.

16. asırda Karabağ`da meliklikler (prenslik) diye tabir edilen birkaç idari-siyasi birimler kurulur. Meliklikleri melikler idare etmekteydiler. Meliklerin kaleleri, 1000-2000`i sınırlarda olmak üzere, piyade birlikleri ve vergiye tabi olan tebaası vardı.

İran hakimiyetinde bulunan Ermenistan`da Safeviler iki kaza oluştururlar, bunlardan ilki Yerevan ve Nakhicevan`ı, diğeri ise Syunik ve Gence`yi (Gandzak) de içeren Karabağ`ı kapsamaktaydı. Her kazanın başına yönetmesi için birer beylerbeyi atanmıştı. 

16. asrın sonunda ve 17. asrın başlarında İran Safevi devleti ile Osmanlı İmparatorluğu arasında imzalanan anlaşma uyarınca Ermenistan topraklarının önemli bir kısmı Osmanlı hakimiyetine geçti.

16-17. asırlarda İran ve Osmanlı işgalcilere karşı verilen Ermeni kurtuluş mücadelesini Artsakh ile Syunik melikleri sevk ve idare etmekteydiler. Silahlı mücadeleye paralel olarak, Batıdan Hristiyan aleminin yardımını alabilmek için kendi diplomatik tamsilcilerini Avrupa ve Rusya`ya gönderiyorlardı. İsrayel Ori, Minas Vardapet, Gandzasar Katolikosu Yesayi Calalyan, askerlerden Avan ile Tarkhan diplomatik misyonda yer almışlardı. 1720`li yıllarda Syunik ve Karabağ Ermenileri Davit Bek önderıiğinde ayaklanmalara rağmen, geçici de olsa, yine de önemli başarılar kazandılar.

Her halükarda Rus çarlarının asla gerçekleşmeyen yardım vaatleri ve bunların askeri seferleri Ermenilere çok zarar veriyordu. 1721`de İran üzerine yürüyen Rusların Derbent ve Bakü`yü almaları üzerine Çar Petro Ermenilere Artsakh`ı terk edip, işgal edilen yeni bölgelere göçmeyi önerdi. 1724`te Rusya ile Osmanlı Türkiyesi arasında imzalanan anlaşma Türklere Transkafkasya`da serbest hareket etme imkanı sağladı. Aynı sene Osmanlı birlikleri saldırıya geçerek, Artsakh Ermenilerini büyük kayıplara uğrattılar. Müteakip yıllarda Rusların kendi hakimiyeti altındaki Ermenilere karşı izlemekte oldukları politikada herhangi bir değişiklik olmadı, neticede Kuzey Karabağ yaniden farklı prensliklere ayrılmak durumunda kaldı.

Khamsa meliklikleri 

1729`da tahta çıkan Nadir Şah döneminde Ermeniler İranda bazı imtiyazlar elde ettiler, zira İran`ın yeminli düşmanı Osmanlı İmparatorluğuna karşı mücadele ediyorlardı. Artsakh-Karabağ`ın küçük prenslikleri birleşip, 5 büyük prenslik ( Varanda, Khaçen, Dizak, Craberd ve Gülistan) kurdular ve bölgede yönetimi ellerine aldılar. Bu prenslikler “Khamsa meliklikleri” ( “beşli hakimiyet” anlamına gelmekte) olarak bilinmektedir. Bunların hakimiyeti Gandzak`tan güneye Araks Nehrine kadar uzanmaktaydı. Meliklikleri hanedanlar yönetiyorlardı, Gülistan`ı Melik-Beglaryanlar,Crabert`i Melik-İsrayelyanlar, Khaçen`i Hasan Calalyanlar, Melik-Şahnazaryanlar Varanda`da, Melik-Yeganyanlar ise Dizak`ta hüküm sürüyorlardı.

Gerçi zamanla insanların gayreti ve ülkenin coğrafi konumu sayesinde bu meliklikler bir hayli güçlendiler, ama yine de iç çatışmalardan kaçınamadılar, istilacılar ise ellerine geçen bu fırsatı kaçırmadılar. 18. asrın ortalarında bir Türk boyunun beyi olan Panah Kuzey Kafkaslara saldırıp, yerel melikin desteğiyle Şuşi`de mevzilendi, Karabağ`ı beylik ilan etti, kendisini de  Karabağ hanı. Onun bu girişimi İran tarafından desteklendi. Kısa bir süre sonra Craberd, Gülistan ve Dizak melikleri katledildi, diğer meliklerin ise yetkileri  kısıtlandı, bunun üzerine yabancı etnik unsurlar bölgeye girdiler. Böylece Khamsa (Hamse) meliklikleri tamamen tarih sahnesinden silindiler.

Transkafkasya istikametinde güneye doğru genişleme sürecinde Rus İmparatorluğu 1805-1813 Rus-İran savaşı sırasında, 1805`te Karabağ`ı ele geçirdi. Artsakh`ın Rusya`ya bağlanmasını İran 12 Ekim 1813 tarihli Gülistan anlaşmasıyla (Artsakh yakınlarında bir köy, aynı adla bilinen kalesi de var) resmen tanıdı. Böylece Karabağ Rus imparatorluğuna 10 Şubat 1828`de imzalanan (1827-28 yılındaki Rus-İran savaşı neticesinde) Türkmençay Anlaşmasıyla İran`dan Rusya geçen Yerevan ve Nakhicevan`dan önce bağlanmış oldu. Bu erken bağlanma Karabağ`a bazı öncelikler tanınması açısından bir bakıma iyi de oldu, ancak ileride belirli sorunları da beraberinde getirdi. Neticede Karabağ Yelizavetpol Eyaleti sınırlarına dahil edildi, 20. asrın başlarında ise söz konusu eyalet temelinde yeni bir devlet, Azerbaycan kurulmuş oldu. Her ne kadar tarih açıdan Ermenistan`ın ayrılmaz parçası olsa da, Karabağ`ın idari açıdan 1813`te şekillenmeye başlayan Ermeni bölgelerine katılması pek mümkün gözükmüyordu. Nakhicevan ve Yerevan 1828`de Rusya Çarlığına bağlandıktan sonra, ileride Yerevan Eyaleti diye tabir edilecek Ermeni Eyaleti`ne dahil edildiler. Diğer imparatorluklarda olduğu gibi sömürgeci yaklaşımlar burada da kendini gösterdi. Netice itibarı ile Türkmençay Anlaşması Doğu Ermenistan`ın nihayi olarak Rusya`ya bağlanmasını için gerekli tüm olanakları sağladı.

1840 yılıda Rusya İmparatorluğu Transfakasya`da idari taksimat gerçekleştirdi, bunun sonucunda Tiflis merkezli Gürcü-İmereti ile Şamakh merkezli Hazar eyaleti oluştu. Böylece Doğu Ermenistan`ın önemli bir kısmı büyük ölçüde Gürcü-İmereti, diğer, kısımları da,Karabağ da buna dahil, Hazar Eyaletine bağlandı.

9 Aralık 1867`de Rusya Çarlığı özel kanunla Transkafkasya`yı Kutaisi,Tiflis, Yerevan, Yelizavetpol ve Bakü eyaletlerine ayırdı. Doğu Ermenistan`ın bazı bölgeleri Yerevan Eyaleti, geri kalanı da Yelizavetpol ve Tiflis eyaletlerine bağlandı. Bu arada Nakhicevan kazası, Yerevan Eyaleti ve Dağlık Karabağ da fiilen Yelizavetpol sınırlarına katıldı. Bu idari düzenlemeler bazı ufak değişikliklerle 1918 yılına kadar yürürlükte kaldı. 

19. yüzyılın ikinci yarısında kapitalizm bölgede belirdi ve toplumda ciddi değişikliklerin yapılmasına imkan sağladı. Oluşan yeni gerçeklere uyum sağlayan Ermeniler, kısa zamanda Ruslarla birlikte ticaret ve sanayide hem iş sahibi, ham de nitelikli işçi olarak öncelikli konuma geldiler. Sanayinin gelişmesine oratılı olarak ucuz iş gücüne talep giderek arttı, bu durumda asrın sonunda İran Atrpatakanından 30-35 bin Türk kökenli İranlılar Araks Nehrinin güneyinden, İran Atrpatakanından Güney Kafkasya`ya geçtiler. Bu insanların ulusal kimlik sorunlar vardı, soyları Türk-İran göçebelerine dayanan bu zümreler, Türk dili konuşan Şii Müslümanlardı. İlkin Acem yani Farsi olarak algılanan bu insanlar, ileriki yıllarda Kafkas Tatarları olarak nitelendirildi. 19. asrın sonlarına değin bölgenin bu yeni sakinleri kendilerini İran kültür ve ulusal kimliğinin birer ferdi olarak görmekteydiler. 

 

Artsakh meliklerinin köşkleri

Ortaçağ Ermeni mimarisi genel olarak kiliseleriyle ün yapmıştır, buna karşın sivil mimariye dair bilgilerimiz son derece kıt. Bunun başlıca sebebi, büyük bir ihtimalle sivil mimari eserlerinin günümüze ulaşamamış olması. Ayrıca ayakta kalabilen yapıların veya kalıntılarının gerektiği gibi incelenmemiş olmasıdır, bilhassa Artsakh`takilerin, zira objektif koşullar buradaki eserlerin incelenmesinin öyle kolay olmadığına işaret etmektedir. Oysa son yüzyıllarda Ermeni prenslikler (meliklikler) en fazla Artsakh`ta kurulmuş ve Ermenilerin uzun süre bağımsızlıklarını nispeten korumuş olmalarından dolayı, çok sayıda kale, meliklerin köşk ve malikaneleri burada inşa edilmiştir. Aslında bu kale ve malikaneler çok önceleri yapılmıştı, fakat bize çoğunlukla yıkıntı halinde ulaşabilmiştir. Birçoğu da uzun süre bakımsız bırakılmaktan ya da istilacıların Ermeni izlerini ortadan kaldırma gereksiniminden dolayı tamamen yer yüzünden silinmiştir. Her halükarda bize ulaşabilen bu yapılar, dönemin mimari üslubu, yapısal özellikleri hakkında değerli bilgiler vermektedirler. Bir başka bilgi kaynağını da inşa kitabeleri oluşturmaktadır ki, inşa edenler (sponsor veya mimarlar) sivil ve kilise gibi dini yapıtların üzerine çok sayıda yazıt bırakıyorlardı. 

2020 Türk-Azeri saldırısı sonrasında ne durumda olduğu bilinmiyor.
Melik Haykaz`ın Artsakh Cumhuriyeti`nin Kaşatağ yöresindeki 15. asra ait köşkü 2020 yılındaki saldırı öncesi otel olarak kullanılıyordu.
2020 Türk-Azeri saldırısı sonrasında ne durumda olduğu bilinmiyor.
Melik Haykaz`ın Artsakh Cumhuriyeti`nin Kaşatağ yöresindeki 15. asra ait köşkü.
2020 Türk-Azeri saldırısı sonrasında ne durumda olduğu bilinmiyor.
Melik Haykaz`ın Kaştağ yöresindeki 15. asra ait köşkünün avlusunda eski bir taş heykel.
2020 Türk-Azeri saldırısı sonrasında ne durumda olduğu bilinmiyor.
Melik Haykaz`ın Artsakh Cumhuriyeti`nin Kaşatağ yöresindeki 15. asra ait köşkü.
Melik Beglaryan`ın Artsakh Cumhuriyeti`nin Martakart yöresindeki 18. asırda inşa edilmiş köşkünün yıkıntıları.
Melik Beglaryan`ın Artsakh Cumhuriyeti`nin Martakart yöresindeki 18. asırda inşa edilmiş köşkünün yıkıntıları.
Melik Beglaryan`ın Artsakh Cumhuriyeti`nin Martakart yöresindeki 18. asırda inşa edilmiş köşkünün yıkıntıları, Taliş köyünden 3-4 km mesafede, Horekavank yakınlarında bulunmaktadır.
2020 Türk-Azeri saldırısı sonrasında Toğ köyündeki eserlerin ne durumda oldukları bilinmiyor
Melik Yeganyan`ın Artsakh Cumhuriyeti`nin Hadrut yöresi Toğ köyündeki 18. asırda inşa edilmiş köşkünün yıkıntıları.
2020 Türk-Azeri saldırısı sonrasında Toğ köyündeki eserlerin ne durumda oldukları bilinmiyor
Melik Yeganyan`ın Artsakh Cumhuriyeti`nin Hadrut yöresi Toğ köyündeki 18. asırda inşa edilmiş köşkünün yıkıntıları.                                                                
2020 Türk-Azeri saldırısı sonrasında Toğ köyündeki eserlerin ne durumda oldukları bilinmiyor
Melik Yeganyan`ın Artsakh Cumhuriyeti`nin Hadrut yöresi Toğ köyündeki 18. asırda inşa edilmiş köşkünün yıkıntıları.

Artsakh ve Syunik yöresi melikleri tarafından korunaklı şatoların yapımı çok eski dönemlere dayanır, bunlardan bir kısmının 13-14. asırlarda yapıldığını bilmekteyiz. Söz konusu bölgeler ileriki yıllarda meliklerce yönetilen meliklik ve prensliklerde birleşirler. Her ne kadar melikler İran şahına tabi olsalar da, kendi malikanelerinde azımsanmayacak derecede bağımsızlıkları vardı. Gerçi savaşlar melikliklerin görkemli dönemlerinde dahi eksik olmadı, ancak bu meliklikler yine de geriye kültürel zengin bir miras bıraktılar.  

Melikliklerin 

isimleri

Coğrafya

Yöneticiler

İdari 

merkez

Dönem

Tzar

Tzar, Tartar ırma ğının yukarı havzası 

17. asrın sonunda Tzar,

Craberd ve Sotk meliklikleri ile 

birleşir

Melik-Şahnazaryanlar, 

Dopyanların

soyundan

gelen

Daha önce 

Arşakuniler ve Smbatuniler

 

İkametgahı: Tzar şehri ve Aknaberd

Kale: Handaberd Kalesi

15-17.

asırlar

Sotk

veya

Geğamarkunik

Yukarı Khaçen,Sevan Gölü

nün güney ve güney-doğu kıyıları

İkametgahı: Metz Marza ve 

Sotk şehirleri

15-18.

asırlar

Khaçen

Merkezi aşağı Khaçen, Khaçen Irmağı ovasından

Baluca Irmağına kadar

Hasan-Calalyanlar

İkametgahı:Khokhanaberd  (Tarkhanaberd) Kalesi

15-18.

asırlar

Gülistan

Yukarı Khaçenin kuzey-doğusu Kura ve Tartar ırmakları arasında

Melik-Beglaryanlar

İkametgahı: Horekavan

(Taliş) ve Gülistan

Kalesi: Gülistan Kalesi

17-18.

asırlar

Craberd

Kuzey aşağı Khaçen

Tartar Irmağı vadisi daha 

sonra Tzar yöresi

Melik-İsrayelyanlar

İkametgahı: Kağakateğ (şehir yeri) , ayrıca Başkent ve Mokhratağ adlarıyla da tanınmaktadır,

Kalesi: Craberd Kalesi 

17-18.

asırlar

Varanda

Karkar Irmağı ovasından Kirs-Dizapayt dağlarına kadar

Melik-Şahnazaryanlar

İkametgahı:  Korunaklı Avetaranots  şehri

17-18.

asırlar

Dizak

Dizapayt dağlarından Araks Irmağına kadar

Melik-Yeganyanlar

İkametgahı: Toğ şehri (Doğ)

17-18.

asırlar

Kaşatağ

Ağavni (Hakar) Irmağının orta ve yukarı havzası

Melik-Haykazyanlar Syunikli Khağbakyan-Proşyanların varisleri 

İkametgahı:Kaşatağ  (Kştağ) ve Khonatzakh (Khnatzakh)

15-18.

asırlar

Voskapat

ve Barsum

küçük meliklikler

Mrav Dağlarının kuzey eteklerinden Gandzak ovasına kadar 

 

 

17-18. asırlar