Amaras Dağlık Karabağ Cumhuriyetinin Martuni bölgesi köylerinden Maçkalaşen yakınlarında, Khazaz ve Lusavoriç dağları arasındaki vadide yer almaktadır. İlkin bu bölge Metz Hayk`ın (Tarihi Ermenistan) Artsakh Eyaletinin Myus Haband kazasıydı. Amaras`ın temeli Miladi 4. asırda Grigor Lusavoriç (Aydınlatıcı) tarafından atılmış, yapımını torunu, Artsakh`ın ilk Piskoposu Grigoris tamamlamıştır. Ermenistan Hıristanlıkla Havariler Taddeus ve Matheos`un vaazlarıyla Miladi 1. yy. itibaren tanışmaya başladı. Taddeus Artsakh sınırında katledilir, onun misyonunu kendisiyle aynı kaderi paylaşacak olan öğrencisi Yeğişe sürdürür. Ardından Hristiyanlık vaazlarıyla sahneye Grigor Lusavoriç çıkar ve Hristiyanlık inancının tüm Ermenistanda yaygınlaşmasıyla bu misyon tamamlanmış olur.
Hristiyanlığın Ermenistanda yaygınlaşmasını sağlayan Grigor Lusavoriç, tüm ülke sathında kiliselerin inşasına da önayak olur ve Miladi 4. asırda Amaras Manastırı yapılır, böylece sonradan Ermeni Ağvank Theması adını alacak olan, Artsakh Theması oluşturulur. Hz. Grigorun ünü ülkede öylesine yayılır ki, yerel melikler Ermenistan Kralı Büyük III Tırdat`a (Tiridates), onun 15 yaşındaki torunu Grigorisi Artsakh Theması Piskoposu yapması ricasında bulunurlar. Grigoris Amarasın inşasını tamamlar, şöhret kazanır ve Hristiyanlığın başka yerlerde yaygınlaşması için çalışmaya başlar. O 338 yılında Albanyada, Hristyanlık inancını yayarken katledilir. Onu inşa ettiği Manastırda toprağa verirler. Ermeni alfabesinin mucidi Mesrop Maştots 5. asırda Artsakhın birinci okulunu bu manastırda da, yani Amaras`ta açar.
Ermenistan ne zaman istilaya uğrasa, Amaras mutlaka zarar görmüştür. 5. asırda Manastırı Persler tahrip etmiş, Kral Vaçagan yeniden yapmış, 7 asırda (640) Araplarca yağmalanmış, 9. asırda Dizak meliki tarafından onarılmıştır. Ancak Arap istilasını 13. yüzyılda Moğol boylarının saldırıları izlemiş ve manastır yine (1223) tahrip edilmiş, asrın sonunda tekrar onarılmışsa da, 14. asrın sonlarında Timur Lenk `in istilasıyla (1387) yerle bir edilmiş olup, buna rağmen yeniden yapılmış, fakat sonrasında, 17. asırda önce Persler, ardından da Osmanlı Türklerinin gazabına uğrayıp, yine yıkılmış, 18. asırda yeniden yapıldıktan sonra, Varanda Meliki Şahnazar manastırı surlarla çevirmiştir.
Şimdiki kilise Şuşi Ermenilerinin maddi yardımlarıyla 19. yüzyılda yapılmıştır, ancak 1930`dan 1992`e dek Sovet Azerbaycanı tarafından kapatılmıştı. Karabağın bağımsızlığını kazanmasından sonra Azerbaycanlılar saldırıp, kiliseyi kısa bir işgal ettiler. Kilise kurtarıldıktan, yeniden açıldıktan sonra Bağınsız Karabağ yönetimince restore edildi. 2020 savaşı sırasında bile düşman kapıdayken, restorasyon çalışmaları aralıksız sürdürüldü.
Defalarca restore edilmiş olan bu manastır, 19. yüzyılda baştan başa yeniden inşa edildi. Surları Varanda Meliki Şahnazar tarafından yaptırıldı.
489 yılında Kral Vaçagan Barebaşt Grigoris`in defnedildiği yere bir şapel yaptırarak, kilisenin inşaatını tamaladı. 5. asırdan itibaren Amaras ibadet merkezi olmuş, Piskoposluk makamı orada kurulmuştu.
Hz. Grigoris Ermeni Apostolik Kilisesinin Azizizlerindendir ve grigor Lusavoriç`in öz torunu.Ortaçağ kaynaklarına göre Ermeni Kralı III Tırdat Onu Hristiyanlık inancını yayması için Atrpatakan`a, Paytakaran`a, Artsakh ve Mazkut Krallığına gönderir. 15 yaşında Gürcistan ve Aghvank Piskoposu takdis edilir ve Hritiyanlığı yaymaya, kiliseler inşa etmeye başlar, rahipler takdis eder.Hristiyanlıkla yakından ilgilendikleri için Mazkutlar kendisini memnuniyetle kabul ederler. Ancak Kral Tırdat`ın ölümü üzerine onların Hristiyanlığa yaklaşımı değişir ve genç yaştaki Piskoposu hunharca katlederler. Naaşı Artsakhin Myus Haband kazasına getirilir ve orada, Amaras Manastırında toprağa verilir.489 yılında kabrine mezar taşı konur.Ermeni Apostolik Kilisesi Hz. Grigorisin anısına her yıl iki büyük dini bayramlar arasında ayin düzelemektedir. |
Arap istilacılar Manastır Kompleksini sadece bir defa yağmalamadılar. 1293`te Tatar hükümdarı Batu Han`ın, istila sırasında Hz. Grigorisin asasını ve her biri Ermeni alfabesinin bir harfini simgeleyen 36 mücevher taşla süslenmiş altın haçını alıp, götürdüğü rivayet edilir. Türkler ve Perslerin (İranlı) Manastırda tahribat yapmaları üzerine 17 asırda Amaras müstahkem surlarla çepeçevre sarılır. Bir asır sonra Doğu Ermenistan Rusyaya bağlanınca, bir kale olarak kullanılır. Burası aynı zamanda belirli bir süre Rus-İran sınırında gümrük kapısı görevi yapar. Gandzasar Metropoliti Bağdasar 1848`de manastırı Çarlık yönetiminden geri almayı başarır ve 1858`de Şuşi Ermenilerinin desteğiyle eski kilisenin yerine (zamanında afetlerden çok zarar görmüştü) yenisini yapar. 19. asrın sonlarında Manastır geniş arazilere, bağ, bahçe ve su değirmenlerine sahipti. 20 asrın başlarında Amaras da Azerbaycandaki diğer Ermeni kiliselerinin kaderini paylaşmış ve Artsakh Theması kilisesi olarak ancak 1992`de açılmıştı.
Surlara çevrili olan Manastırda şimdi konut bölümleri, ek yapı ve ahırlar mevcuttur. Manastır kompleksinin merkezinde yer alan kilise iki çifte kaideli ve üç gemili bazilikadır. Hz. Grigoris`in mezarı üzerine inşa edilmiş olan şapel mihrabın hemen altındadır. Burası tek gemili salon olup, Ecmiatzin`deki Aziz Gayane ile Mesrop Maştots`un Oşakan köyündeki her ikisi de 5. asra ait mezarları gibi projelendirilmiştir.